31 Ocak 2014 Cuma

Tarçın Pasta Evi Blogger Buluşması




Geçtiğimiz hafta Tarçın Pasta Evi yani Fatma'nın düzenlediği bir etkinliğe davetliydim. Fatma gerçekten çok şahane ev sahipliği yaptı. O kadar iş arasında hepimizle tek tek ilgilendi. Çok emek vermişti belli ama emeklerinin karşılığını aldı sanırım çünkü hepimiz çıkarken yüzümüzde kocaman bir gülümseme vardı.




Bu buluşmaya ev sahipliği yapan Trump Towers Midpoint  e ayrıca teşekkürler. Servisleri çok hızlı ve güzeldi.



Etkinlikte katılan arkadaşların bir çoğunu tanıdığımdan sohbetler çok kıvamındaydı :) Bol bol gülüştük.



Fatma'cım biraz kendinden bahsettikten sonra etkinliğe katılan tüm arkadaşlara da söz verip, kendimizi tanıtmamıza fırsat verip, daha samimi bir ortam yaratmış oldu.


Balyanak kendini ve Sosyal Anneler i anlatırken :)

Daha sonra çeşitli markalar çok kısa kısa sunumlarını yapıp, bizleri markaları le tanıştırdılar. Ama günün süprizi Onto İletişim den geldi. Katılan bloggerlar adına Küçükyalı Çocuk Esirgeme Kurumuna bağış yapmışlar. Hepimizin gözleri doldu. Tekrardan tebrik ediyorum.



Keremika / Şanslı 3 kişiden biri de bendim :)




























Ev sahibimiz Fatma kendi elleri ile bize bu pastayı hazırlamış. Hep beraber kestik. Ellerine sağlık görüntüsü kadar tadı da muhteşemdi.


Kızlarla bir ara kaçamak yapıp, kahvelerimizi içtik.


Bu günde emeği geçen herkese teşekkürler.. 

29 Ocak 2014 Çarşamba

#Muhtesemikili Omo&Yumoş Sensitive‏


Bir gün kapı çaldı ve çok güzel bir bavul buldum karşımda. Şimdiye kadar aldığım hediyelerin belkide en güzeliydi. Çünkü içinde çok hoş bir süpriz vardı. Kişiye özel hediyeler bana göre her zaman daha değerlidir.
Düşünsenize şu not kimi mutlu etmez ki :)

"Hayatınızın en güzel anılarını bir valize sığdıramasak da, bebeğinizle ışıldayan hayatınıza yumuşacık bir dokunuş da bizden olsun istedik. Bebeğinizi en az sizin kadar düşünen Omo ve Yumoş ikilisiyle kalktık, size geldik"




Bu hediye sayesinde öğrendiğim en güzel haber ise Omo&Yumoş un hazırladığı "Bebeğim ve Ben" uygulaması. Anneler artık hiç bir sorunuz cevapsız kalmayacak. Uygulamanın en güzel yanı Türkçe olması ve pratik bilgilere yer vermesi. Tasarımı ve kullanışı çok kolay olan bu uygulamayı indirmek için tık tık 


Deterjanlara gelince kullandım ve gerçekten o kadar güzel ve kalıcı bir koku başka deterjanda yok iddiasında bile bulunabilirim. Bilen biliyor kızımın alerjisinden çok çekmiş bir anne olarak, ilk yıkamada kesinlikle bu koku Duru'yu rahatsız eder dedim. Ama aksine hiç etkilenmedi. 1 hafta ve üzeri hala o kokuyu alabiliyorsunuz.

Bu hediye için teşekkürler..
Sevgiler

Yumoş : www.yumos.com
Facebook : https://www.facebook.com/YumosTurkiye
Twitter : https://twitter.com/YumosTR


27 Ocak 2014 Pazartesi

Niko2

Daha şimdiye kadar Duru'yu hiç sinemaya götürmemiştim. ( 4 yaş 3 ay )
Bir akşam okul çıkışı markete uğradığımızda afişlerden Niko2 yi görünce anne sinemaya gidelim dedi. 
Benim götürmeme sebebim tamamen kendisiyle ilgili, yüksek sesi sevmez, çok içli bir çocuk olduğundan kötü bir sahneden çok etkilenir ve sadece orada değil 3 - 5 gün gece uykulardan uyanacak derecede oluyor.

Bu arada gülmeyin ama 6 aylıktan beri tiyatroya gidiyor kendileri :) Sinemaya da bir yerden başlamalı nasılsa kendi istedi. Baktık olmadı çıkarız dedim. Hemen arkadaşı Aze'ye de haber verdik. Ertesi gün sabah erkenden buluşup doğru sinema...

Sinema da bizden başka kimse olmaması nedeniyle, sesi biraz kıstırıp, ışığı da hafif açtırdık. Çok beğenip, eğlendiler, arada korkuyoruz dediler ama sonuna kadar da izlediler. Hatta tüm akşam canlandırma yaptılar. 
Sürekli aynı oyunu oynadılar. Ama bence 5-6 yaş ve üzeri için çok uygun. 





  

26 Ocak 2014 Pazar

İnek Sütü Alerjisi



Çok severek takip ettiğim ve anneysen.com sayesinde bir seminerine katıldığım Prof. Dr. Benal Büyükgebiz den süt alerjisi konusunda bazı bilgileri paylaşmak istedim.

İnek sütü alerjisi sıklıkla bebeklerde üç sistem üzerinden belirti veriyor. Döküntüler anneler tarafından hemen fark ediliyor. Sıklıkla da dışkının özellikleri anneyi korkutacak kadar sıkıntı yaratabiliyor. Kanlı ve mukuslu dışkı anneleri fazlasıyla endişe ettiriyor. Özellikle de anne sütü veriyorlarsa bundan sonraki aşamada anneye yine fedakarlık düşüyor. Anne, süt ve süt ürünlerini kesmek zorunda kalıyor. İşte bu noktada lütfen kendilerinin de Vit D ve kalsiyum almaları gerektiğini onlara hatırlatalım. Burada önemli olan bir defada 600 mg kalsiyumdan daha fazla almamalarıdır (Emilim oranı düşer). Ve bir de mutlaka 400 ünite Vit D ile birlikte almalarını hatırlatalım. Çok sayıda anne, süt ve süt ürünleri yemiyor ama kendisi için bu takviyeyi almayı unutuyor veya ihmal ediyor.

Bir diğer konu da, ek besinlere başlama sürecinde yaşadıkları çaresizlik. Meyve ve sebze pürelerinde sorun yaşanmasa da özellikle kahvaltı saatlerinde zorluk çekiyorlar. Bilirsiniz, genellikle bir yaşına kadar kahvaltı karışımı öneriyoruz. İçerisinde de bebe bisküvisi, peynir, yumurta ve pekmez oluyor. Bebeğe sütlü besinler yasak olduğu için anne zorlanıyor. İçerisinde bebeğe olası alerjen olabilecek süt, yumurta, soya olmayan bir bisküvi yok. Aslında var ama çok iyi bilinmiyor. Bimbono Bisküvi çok özel bir bisküvi. İsviçre'den ithal. İçerisindeki tüm bileşenler bitkisel. Bebekler için ilk ek besin olmak üzere tüm alerjenden uzak ve diş bisküvisi niteliğinde üretiliyor. Yumurta içermediği için, diğer diş bisküvileri gibi biraz sert. Ama sabah karışımı yapılırken özellikle de bebek Neocate veya Pregomin AS kullanıyor ise sorun olmuyor. Anne sıcak su ile bisküviyi yumuşatıp içine bu özel biberon mamasını toz halinde katabiliyor. Pekmez ve zeytinyağı ilavesiyle bebeği de anneyi de tatmin edecek bir sabah karışımı hazırlamak mümkün oluyor. Bebekte yumurta alerjisi yoksa bu karışıma yumurta da ilave edilebilir.

Süt içermez! – İnek Sütü Alerjisi’nde kullanılır.

Laktoz İçermez! – Laktoz Entolerans’ında kullanılır.

Gluten içermez! – Çölyak Hastalığı’nda kullanılır

Tereyağı içermez! – İnek Sütü Alerjisi’nde kullanılır.

Yumurta içermez! – Yumurta Alerjisi’nde kullanılır.

Soya içermez! – Soya Alerjisi’nde kullanılır.

Paylaşmak istediğim son konu da annelerin alerji korkusu ile ek besinleri başlamada çekingen davranmaları. Altıncı aydan itibaren beslenme becerilerinin gelişmesi için gerekli olan kıvam artışlarını ve besin çeşitlemesini yapmamaları. Bir yaşından sonra iştahsızlık diye gelen çocukların önemli bir kısmında beslenme becerileri gelişmemiş oluyor. Ve bir yaşından sonra bunları geliştirmek daha da zordur. Bu nedenle anne de bebek de çok zorlanıyorlar.

Umarım faydalı olmuştur. 
Sevgiler..

Magazinmatik




İnternet magazinine yeni bir soluk, yeni bir ses geliyor!... Magazinmatik okuyucularıyla buluşuyor.
“Magazin hiç bu kadar temiz olmamıştı” sloganı ile yola çıkan Magazinmatik.com pek çok dergi ve internet sitesinde yaptığı başarılı çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren tecrübeli isim Funda Erkoç’un Genel Yayın Yönetmeliği ile yayın hayatına başladı…

Magazinmatik.com ile bir yandan magazinin nabzını tutarken bir yandan da cemiyet ve eğlence dünyasından en son haberler, etkinlikler hakkında bilgi sahibi olacaksınız…

Kadın çalışanların ağırlıkta olduğu bir site olduğu için haliyle Magazinmatik.com’a kadın eli değiyor böyle olunca da Kadına dair her şey tabi ki bu site de yer alıyor…Kadınlar kulübü bölümümüzde Güzellik, çocuk, sağlık, cinsellik, moda üzerine en faydalı bilgiler mevcut olurken İş, Sanat, Spor ve Cemiyet hayatından çok özel isimlerle yapılacak röportajlar da gündeme bomba gibi düşüyor!…


Aşkım Kapışmak, Gül Ergi, Oya Germen, Funda Korkmazgil , Kuşcu , Başak Temel, Şahver Koçulu,Orhan Bademli,Ece Pirim, Ayta Sözeri, Nermin Yurtoğlu, gibi mesleklerinde marka olmuş güçlü isimlerin çok özel köşe yazılarının da yer aldığı Magazinmatik.com’un imtiyaz sahipleri Dilek Karaloğlu Er ve Funda Erkoç çok kısa bir sürede magazin severlerin vazgeçilmez adresi olacağız diyorlar!...  

15 Ocak 2014 Çarşamba

TÜRGÖK



Onlarınki gerçek bir aşk hikâyesi bence. İlk karşılaşmada başlayan gencecik bir aşk. Engel tanımayan bir aşk. Üstelik senelerce yaşanan tüm zorluklara rağmen yıpranmayan, tam tersine güçlenen, başkalarını da güçlendiren bir aşk.
İki insanın arasındaki bu kuvvetli bağ başkalarının nasıl işine yarar?
Bunun yaşayan örneği Tülay Yazgan ve rahmetli eşi Gültekin Yazgan.
17 yaşındayken görme engelli Gültekin Yazgan ile tanışan Tülay Yazgan, “O gün koluna girdim ve bir daha da bırakmadım,” diyor.
Gültekin Yazgan 11 yaşında bir kaza sonucu (retina yırtığı nedeniyle) görememeye başlamış. Buna rağmen hem eğitimci, hem avukat, hem yazar ve çevirmen. Onun bu kuvvetli hâli, olumlu kişiliği ve azmi etrafındaki herkesi etkilemiş.
Ankara’da başlayan birliktelikleri İzmir’e taşınıyor ve orada hayatlarına devam ediyorlar. Ülkemiz için bir “ilk”i gerçekleştiriyorlar. “Görme Özürlüler Kitaplığı”nı kuruyorlar. Türkiye’de tek olması nedeniyle de resmi olarak isminin başına “Türkiye” kelimesi ekleniyor. Ve oluyor size “Türkiye Görme Özürlülüler Kitaplığı”, yani TÜRGÖK.
Daha önce “Sevdiklerinize En Anlamlı Hediye“başlıklı yazımda sizlere onlardan bahsetmiştim. Müthiş bir iş yapıyorlar.



Üyelerine sesli ve Barille (kabartma) baskılı roman, ders kitabı, ÖSS,KPSS, SBS, açık öğretim (lise, ilköğretim) soru bankaları ve sınav testleri hazırlıyorlar. Ayrıca Barille kabartma olarak, ilköğretim 1.kademe öğrencileri için “Yavru Balarısı” dergisi, 2. kademe öğrencileri için “Balarısı” dergisi  yayınlıyorlar. Bunlara ek olarak lise öğrencileri ve yetişkinler için de sesli MP3 formatında “Arkadaş” dergisi yine aylık yayın organları arasında.
İşin bence en farklı tarafı da tüm bu yayınların talep edenlerin adreslerine ücretsiz gönderilmesi ve yine karşı tarafa masrafsız olabilmesi için adres kartı ve puluyla birlikte ulaştırılması. Yani üyeler kütüphane hizmetini evlerinde alıyorlar.
Daha fazla kaynak yaratma ve daha fazla kişiye de ulaşmak lazım. İnsanlar bizim varlığımızdan haberdar olmazsa biz onlara nasıl ulaşacağız?” diyor Tülay Hanım.
Sürekli yeni projeler üretiyorlar. Mesela en tazesi “Notalarıma Dokunuyorum.” Gerçekleştirecekleri Kabartma Nota Yazılım projesi sayesinde müzik alanında eğitim almak isteyen gençlerin ya da çeşitli yerlerde çalışarak müzik yapan görme özürlü kişilerin yolları açılacak. Müzikte ilerleyebilecekler. Önlerindeki bir engel daha kalkmış olacak.
Bu sene TÜRGÖK’ün 10.yılı! 10 yıldır canla başla çalışıyorlar.
Gültekin – Tülay aşkı meyvelerini vermeye devam ediyor :)
Tülay Hanım’ın yaklaşık iki sene önce kaybettiği eşinin arzuladığı bir projeyi de hayata geçirdi bu aşk: “Ödünç Kabartma Kitap” projesini.
İlköğretimde okuyan 7-14 yaş üyelerinin parmakları ile kitap okuma zevkini tatmaları, kitaplık olanaklarından daha çok yararlanmaları, okudukları kitapları zamanında geri gönderme bilincini kazandırmayı hedefleyen bu projeye “Burcu ve Berk ile…” serisi duyarlı bir sponsor sayesinde dahil oldu. Altı kitabımız şu anda görme engelli bızdıklar için hazırlanmakta!

Burcu ve Berk’in hikâyelerini hazırlarken, en büyük amacım,çaktırmadan öğretmek, yol göstermek yani keyifle okutarak fayda sağlamaktı. TÜRGÖK’ün bu projesinde yer almaları benim için hayalimin ötesinde bir durum oldu. O kadar mutluyum ki anlatamam.
Üstelik böyle bir projeye dahil olmak hiç de zor değil. Bızdığınızla kütüphanenin ihtiyacı olan bir kitabı seçin, bu kitabın sponsoru olun. İstediğiniz kişinin “Adına” ya da “Anısına” seçtiğiniz kitap basılsın. Bu kitabın her ulaştığı kişi de size içten teşekkür etsin :)
Çocuklarımıza sosyal anlamda duyarlı olmayı öğretmeye çalışırken, kitap ile ilintili böyle bir projede yer almalarını sağlamak kadar güzel bir yöntem olabilir mi?
Peki başka neye ihtiyaçları var TÜRGÖK’ün?
  • Daha çok ders kitabına ihtiyaçları var
  • Bir kargo firmasının sponsorluğuna ihtiyaçları var (ya da kargo masraflarını karşılayacak bir sponsora ihtiyaçları var)
  • Daha çok çocuğa, gence, görme özürlü yetişkine ulaşmaya ihtiyaçları var ki onlar da bu hizmetlerden faydalansınlar
  • Aranmaya, “Nasıl yardımcı olabiliriz?” denilmesine ihtiyaçları var
TÜRGÖK’ün 10.senesinde onlara elimizden gelen desteği göstermek bence hepimize iyi gelecek. Bana çok ama çok iyi geldi. Böyle bir aşkın varlığını duymak, bu aşkın yarattıklarını hissetmek için Gültekin Yazgan’ın “Kör Uçuş” kitabındaki ithafını okumak yeterli:
“Bu kitabımı, her an, her zaman, her konuda en yakın ve özverili desteğiylekişisel ve ailesel mutluluğumuzda en büyük payı olan sevgili karım Tülay’a adıyorum.”
Kontakt Bilgileri:www.turgok.org / bilgi@turgok.org0232-224 2627 / 224 3233 / 0533-607 7283 / 0533-607 7284 

Kaynak : Defne Ongun Muminoğlu

10 Ocak 2014 Cuma

Oyuncak takıntısı

Hadi hepimiz çocukluğumuza dönelim. Tabi ki bazı çocuklar şanslı değil. ( Şu an o konulara girmek istemiyorum ) Ama ne kadar oyuncağımız olursa olsun hep kolu bacağı kırık yada yüzü gözü boyalı bebeklerimize daha çok önem verirdik ya erkek çocukları içinde bu durum araba v.s olabilir. İşte tam da böyle bir durum yaşıyor benim canım kızım.

Evde bu konu söz konusu değil. Tüm oyuncakları ile oynuyor. Ama gel gelelim bir yere gideceksek yada okulda oyuncak günü olacaksa yani onun için önemli günlerde bir bebeği var ki yanından ayırmıyor. Bebekliğinden bu yana oyuncaklar sürekli değişiyor. Sadece o değişmiyor. Anısı kalsın istedim :)




6 Ocak 2014 Pazartesi

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN AİLE PLATFORMU (ÜYÇAP)


Ülkemizde üstün yetenekli çocuk olmak şans mı, şanssızlık mı ve biz kimiz?
Biz üstün yetenekli çocuk annesi olan 2 anneyiz. Üstün yetenekli çocuk yetiştirmenin keyifli anlarının yanında hiç de azımsanmayacak zorluklarını yaşayan kişiler olarak diğer annelere yardım etmek, bilgi paylaşımında bulunmak, sorunlarımıza çözüm bulmak amacı ile bir aile platformu oluşturmaya karar verdik.Peki neden?
Nüfusumuzun % 2 si “üstün yetenekli “ kişilerden oluşuyor fakat buna karşı ülkemizde üstün yetenekli öğrencilerin eğitimine yönelik çok az şey yapılıyor.”Farklı” olan bu çocuklar doğru anlaşılmadığı ve doğru yönlendirilmediği takdirde çoğu zaman tembel, anormal,yaramaz ,dikkatsiz ve ya yeteneksiz damgası yiyerek eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalabiliyor. MEB yeni düzenlemeler ile üstün yetenekli çocuklara destek eğitimi yapacağını belirtse bile, destek eğitim odalarında ve okulların mevcut kadrolarında sıkıştırılmış eğitimler yeterli olmuyor. Buna ilave olarak da resmi kurumlardan gerekli desteği bulamayan veliler çoğu zaman başvurdukları özel kurumlardan da maddi ve manevi zarara uğrayabiliyorlar. Bunu bizzat deneyimlediğimiz gibi birçok velinin de aynı durumda olduğunu üzülerek görüyoruz. Bazı velilerin memnun kaldığı üstün yetenekli çocuklara hitaben yapılan atölye çalışmaları ise genellikle çocuklar için yeterli olmamaktadır. Üstün yetenekli çocuklar için gerekli olan müzik, sanat ve spor alanlarında ise eğitim yok denecek kadar azdır. Facebook grubumuzda üyelerimiz sık sık çocuklarının eğitimlerinde yaşadığı sıkıntıları paylaşmaktadır. Aşağıda bununla ilgili 2 örnek mevcuttur.

Bir grup üyemiz çocuğu ile ilgili şu durumu paylaşmıştır:

“Bizim için ödev tam bir kabus.Bu günümüzden örnek vereyim. Sabah elinde “100 adımda bilim” kitabıyla kahvaltıya oturdu. Kahvaltı sonrasında “zihni sinir projeler” kitabını büyük bir keyifle inceledi. Bir proje de kendisi çizdi. Basket kursuna gitti. Geldiğinde çok yorgun olduğunu ödev yapamayacağını söyledi, ancak bu esnada “icatlar” kitabını okudu. Elinde bir kağıt kalem fizik kimya birleşiminden iki proje daha çizdi. Ödevini hatırlattıkça başka başka kitaplar okudu. Sonrasında ikna oldu tek işlem yapmadan matematiği kafasında çözerek sonuçlarını yazdı. İşlem yap oğlum dediğimde tepki gösterdi. Okuldaki mutlu bir anınızı yazın ödevine yok yazdı. Enerji tasarrufuna ilgili ödeve kimyasal formüller kullanarak şekiller çizdi su olmazsa karbondioksit olur kuraklık olur anlamına gelen bir proje çizdi vb…En büyük problemimiz yazı yazmak .Okula düz yazı yazmayı bilerek gitti. El yazısına öğretmeni tarafından zorlandı, tepki gösterdi. Öğrendi ama yazı yazmayı bıraktı. Ödevleri gereksiz tekrarlar olarak görüyor ve sınıfta da yazı yazmayı redddiyor. 10 kıta İstiklal Marşı ezberle ödevini çok sevdi ezbere biliyordum dedi. Tüm kıtaların anlamlarını araştırdı özenle, bir çıktı alıp çantasına yerleştirdi. Osmanlı devletini kimler yönetiyordu sorusuna padişah vezir ve sultanlar yanıtını verdi. Sultanlar kelimesini bir türlü kaldırtamadım, o zaman kadın ya da hatunlar diyebiliriz dedi. Bugün ödev okuması gereken "boz sıpa" kitabını okumayı red etti.  Yatarken rahatsız oldu birlikte tiyatrolandırarak okuyalım dedi. Bütün kitabı bana okuttu. Ödevlerinin bitmesinin rahatlığı ile uyudu. 

Diğer bir grup üyemiz anaokulunda yaşadığı şu durumu paylaşmıştır:

Oğlum 2 yaşında kendince resim yapmaya başladı. Ancak renkleri ögrenmek konusunda inatçıydı. Sürekli siyah boya kullaniyordu. Renkli yapmasını istedigimde kabul etmiyor bildigini okuyordu. 3,5 yasinda yuvaya gönderdim. 3 gun sonra eve geldiginde yuvaya gitmek istemediğini, yuvada kurallar olduğunu onun özgürlük istedigini söyledi. Ozellikle resimlerinde renk kullanmasi icin baskı yapıldığını fakat bunu istemediğini belirtti. Ben de öğretmenleriyle konuştum, oğlumun surekli siyah tercih ettigi icin (giysileri için de gecerliydi) depresif olmasindan endise ettiklerini soylediler. Ama hayir oğlum mutlu bir cocuktu. Ben renk konusunda israr edilmemesini istedim. Zor da olsa format dışı uygulamayi kabullendiler. Gerci farketmeyecekti, oğlum kararlari konusunda dirençlidir daima.  Sonuc olarak siyah boyayla yapilan ciziktirmeler yavas yavas muhtesem kara kalem tablolara dönüştü. Halen renk kullanma konusunda hevessiz olsa da özellikle Van Gogh tablolarini taklit etmekten keyif aliyor.”

Bu 2 örnekde de velilerimiz çocukları için uygun yolları kendileri bulmuşlardır. Bazı çocuklarımızın aileleri ise uygun yolları bulamamakta, sonuç olarak okulda uyumsuzluk yaşayan çocuğun  tasdiknamesi verilerek okuldan uzaklaştırılmaktadır. Ne kadar acıdır ki geleceğimiz için bu kadar önemli olan potansiyeller anlaşılamadıkları için harcanmaktadır. Aile ve çocuk hak ettiği eğitimi alamadığı gibi çoğu zaman okul idaresi tarafından kötü davranışa maruz kalmaktadır.
Hedefimiz
Üstün yetenekli çocukların ailelerini bu konuda bilinçlendirmek.  Bu şekilde ailelerin eğitim süreçlerine daha etkin katılımını sağlamak, donanımlı , yetkin anne-babalar olabilmelerine imkan vermek  bununla birlikte verimli, sağlıklı, mutlu ve kendini gerçekleştirebilmiş çocuklar yetiştirmek.
Çocuğumuza zeka testi yaptırdık ve üstün yetenekli çıktı, şimdi ne olacak?
İşin bundan sonrası gerçekten zor, çünkü bu konuda velilerin kafası oldukça karışık. Biz de tam  bu alanda ailelere uzmanlarımızla ve deneyimlerimizle yardımcı olmak istiyoruz.
Neler yapacağız?
Şubat ayında ilk veli toplantımızı gerçekleştireceğiz. Uzman sunumunun ardından veli sıkıntıları, eğitim süreçlerinde yaşanan zorluklar vb. aklınıza gelebilecek her türlü konuda veli paylaşımları olacaktır. Velilerimizin sorduğu sorular uzman tarafından cevaplanacak ve deneyimler paylaşılacaktır. Toplantılarımız tüm anne-babalara açık ve ücretsiz olacak, isteyen herkes katılabilecektir. Çocuğuna test yaptırmış olan anne babaların yanında bu konuya ilgi duyan, çocuğuna test yaptırıp yaptırmamak konusunda kararsız olan veya sadece destek vermek isteyen diğer anne babaları da toplantımıza bekliyoruz.
Thomas JEFFERSON’un dediği gibi “en büyük eşitsizlik , eşit olmayanlara eşitmiş gibi davranmaktır”.
Üstün yetenekli çocukların topluma faydalı insanlar olabilmeleri için bilinçlenmiş ebeveynlere ve üstün yetenekli çocuklara uygulanan özel eğitime ihtiyaç vardır. Bu aynı zamanda anayasal bir haktır. Bu oluşumda bize destek olmak isteyenleri mutlaka facebook grubumuza üye olmaya davet ediyoruz.  Yaşamı farklılıkları ile kabul eden herkesin desteğini bekliyoruz, sevgilerimizle…

Twitter adresi   :ÜYÇ AİLE PLATFORMU    @UYCAP
Email                                    : flzgnsr@gmail.com
Web Site                           : www.uycap.com

Bu bir ortak yayındır.
(eğitim yeri, saati daha sonra duyurulacaktır)


3 Ocak 2014 Cuma

2014

Her sene başı bir sürü karar alınır.

- Rejime başlayacağım.
- Spora başlayacağım.
- Evimi / çocuğumu / kocamı / derslerimi v.b ihmal etmeyeceğim.
- Araba / ev alacağım.

...... bu liste uzar gider. Ben ise bu sene sadece bloğumu ihmal etmeyeceğim diyorum. Bakalım olacak mı :)

Herkese iyi seneler. Bol bol görüşmek üzere..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...